T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İSTANBUL / GAZİOSMANPAŞA - Dobruca Ortaokulu

ÇOCUKLARLA VE GENÇLERLE İLETİŞİM

İletişim, düşünce ve görüşlerin sözlü olarak karşılıklı alışverişidir. Bizim başkalarını başkalarının da bizi anlaması süreci olarak tanımlanmaktadır. Doğan Cüceloğlu ise; "iletişim iki birim arasında bir biriyle ilişkili mesaj alışverişidir'" şeklinde açıklamıştır.

ÇOCUKLA İLETİŞİM

Çocuklar konuşurken duygularını tam olarak ifade edemezler,ancak bizim kendilerini anlamamızı beklerler.Bu nedenle çocuklarla konuşurken onu ilgi ile dinleyip duygularını anladığımızı belirtmemiz gerekir. Çocuklarla iletişimde bizim rolümüz ona duygularını yansıtan bir ayna görevi yapmaktır.Duygusal ayna olarak görevimiz duyguları olduğu gibi yansıtmaktır. Çocuklarla iletişimde övgü ve eleştirinin önemli bir yeri vardır.Övgülerimiz çocuğun gayretini , başarısını, yardımını beğendiğimizi açıkça belli etmelidir.Örneğin; yatağını düzelten bir çocuğa annenin övgüsü " sen çok iyi bir çocuksun" yerine "yatağın çok güzel oldu teşekkür ederim" şeklinde olmalıdır. Çocukları eleştirirken de yapıcı eleştiri yolunu kullanmalıyız.Yapıcı eleştiri , çocuğun kişiliği hakkındaki olumsuzluklara değil, yanlış davranışa işaret etmelidir. Eleştiri yaparken çocukların kişiliği hakkında kullandığımız olumsuz sözler onları tahmin edebileceğimizden daha fazla etkiler. Çocuğa verilen ceza suçuna, ödüllendirme ise başarısına uygun olmalıdır.Ödül ve ceza davranışa uygun olursa çocuk aradaki bağlantıyı kolaylıkla kavrayıp kendini güvenlik içinde hisseder.

ÇOCUKLA İLETİŞİMDE NELER YAPMALI?

1-SESSİZLİK:    Sessizlik kadar kişiye konuşma olanağı tanıyan güçlü bir etken yoktur.Sadece sessiz durarak karşıdaki kişiye ,çocuğa konuşma alanı bıraktığımız için,çocuk konuşmaya yönelebilir.

2-EMPATİ:    Empati kendini karşısındakinin yerine koyarak olaylara onun gözleriyle,onun dünyasından bakmaya çalışmaktır.Kedisi öldüğü için ağlayan çocuğa :"Ne varmış bir kedi için üzülecek" gibi bir iletişim engeli yerine,kendini çocuğun yerine koyarak,kedinin onun yaşamında ne denli önemli olduğunu anlamaya çalışmak,"empati" kurmaktır.Empatinin en önemli göstergesi; diz çökerek çocukların dünyayı görüş açılarına bakmaktır.Dolaysıyla küçük çocuklarla konuşurken diz çökerek onları anlamaya çalışmak veya kaldırıp kucağa almak,çocuğu anlamaya daha açık bir davranış şeklidir.

3-KABUL :    Çocuğu sorunu ile yargılamadan kabul etmek.Çocuğun hata yapabileceğini,yaşının icabı doğru yargılamayacağını düşünerek,çocuğu o anda (yani sorunu sırasında) günahı ve sevabıyla kabul ederek onu anlamaya çalışmaktır.

4-DÜRÜST OLMAK:   Derdini anlatmaya çalışan bir çocuğa mutlaka yetişkin görüşü ve rolüyle yaklaşmak yerine,(yani anne/baba rolü yerine) insan olarak yaklaşmaya çalışmak ve onun duygularını anne/baba bakışı ile değil, bir insan bakışı ile algılamaya çalışmak gerekir. Dolaysıyla gereken cevapları vermek yerine, dürüst cevaplar vermeye çalışmak, çocuğa daha yakın, daha anlamlı bir yaklaşım oluşturur.

5-KATILIMLI DİNLEME: Katılımlı Dinleme basit bir tekrardır.Çocuğun söylediklerini duyduğumuza dair bir mesajdır.Bu mesaj çocuğun söylediklerini özetleyebilir ve çocuğun sorun sırasında yaşamış olduğu duyguları dile getirebilir.    Çocuğun sorunu olduğu sırada,önemsenerek dinlenen çocuk yaşadığı olumsuz duyguları davranışlarına vurarak kendini olumsuz bir şekilde ifade etmeye yönelmez.Kendini gerçekten dinleyen kişiye yakın hisseder ve sorunu ilk baştaki gibi önemli gözükmeyebilir.

 ÇOCUKLA İLETİŞİMİN  ÖNEMLİ   FAKTÖRLERİ

A)SEÇENEKLERİ ARAŞTIRMA: Çocukları    bir  birey  olarak  kabul  ederek  davranışlarımızı ona  göre  ayarlamamız  gereklidir. Çocuklara derin  bir  hoşgörü ve  iç görü   kazandırarak onların  sorunlarını  daha  akılcı   bir  şekilde  çözümlemelerini  sağlıya biliriz. Bunun  en  etkili şekilde  uygulandığı alan ise  seçenekleri  araştırmadır.

B)SORUNU SAHİPLENME: Sorunun  kimde  olduğunu  bilmek  sorunun yarısını  çözmek demektir.

C) BEN MESAJI : Çocukları  etkileye bilmek için  hislerimizi,düşüncelerimizi onlar tarafından  anlaşılması  için en önemli faktördür.

D)HATA YAPABİLME :Çocuğun hata yapa bilme  cesaretini geliştirelim.

  • Hatalar öğrenmeye yardımcıdır.
  • Hata tehlikesi ile yaşamak hata yapma oranını artırır.
  • Bir çok insanın ilişkisi   yanlış bulmaya ve hataya odaklanmıştır bu da toplumdan uzaklaşmasını  sağlayacaktır.
  • Hata kaçınılmazdır ama önemli olan  yanlıştan  sonraki  yaptığımızdır.
  • Gününüzün  farkında olun.
  • Kendinizi değerli bulun.
  • Aşırı hırs aşağılık  duygusu ile  doğru  orantılıdır

 

ERGENLERDE İLETİŞİM

Ergenlik, bocalama içinde geçen bir dönemdir. İkinci doğuş olarak kabul edilir.Fırtına ve gerginlik dönemi olarak da açıklanabilen ergenlik hangi toplumda olursa olsun, her bireyin yaşadığı bir evredir.Aile ile iletişim, ergenlik dönemindeki bir genç için her zamankinden daha önemlidir.Anne babası tarafından eleştirilmeden, yargılanmadan, sorgulanmadan dinlenmeye ihtiyacı vardır.ANLAŞILMAK ve ÖNEMSENMEK ergen için çok önemlidir. Ailesiyle kurduğu iletişimlerinde bu ihtiyaçlarının karşılanmasını bekler.Ebeveynler ergenle ERGENCE iletişim kurmalıdır. Önemli olan ergenin duygu ve düşünceleridir.Ergenin istediği konularda, doğru zamanda ve uygun şekilde konuşmak gerekir.

Ergen; başkalarının yanında uyarılmaktan, öğüt almaktan HİÇHOŞLANMAZ. Bu tür davranışları ve uyarıları kendi varlığına bir tehdit olarak algılar ve sonuç olarak anne babaya düşmanlık duyguları besler.

  ERGENLE İLETİŞİMDE YAPILMASI GEREKENLER

Etkin Dinleme: Etkin dinleme dinleyenin, anlatılanı yalnız duyduğunu değil aynı zamanda doğru olarak anladığını da gösterir. Bu yüzden bu yöntem en sağlıklı iletişim yöntemi olarak kabul edilir. Konuşan bireyin söylediği sözleri açarak tekrar etmekten ibaret olan katılımlı dinleme insanlar arasında yalın, daha anlamlı bir ilişkinin gelişmesine fırsat verir.

Sessizlik (edilgin dinleme): Kabul etmiş olmayı ifade eden sözsüz bir mesajdır.Diğer bir kişiyi dinlemek o bireye saygı gösterildiğini anlatır ve sağlam bir ilişki kurulmasına yardımcı olur.

Kabul ettiğini gösteren tepkiler: Bunun için sözlü mesajlarımızın (Yaa!, anlıyorum, evet öyle mi?) yanı sıra beden dilimiz (Kafayı sallamak, öne doğru eğilmek, vb.) ve sözsüz mesajlarımızda önemlidir.

Kapı aralayıcılar ve konuşmaya davet: Bu yöntem dinleyicinin kendi düşünce, duygu ve yargılarını ortaya koymadan, ergenin kişisel duygu, düşünce ve yargılarını ortaya çıkarmaktadır.

Açık uçlu sorular: "Ne, neler, nasıl?" sorularıyla olay hakkındaki duygu ve düşüncelerin daha net ortaya çıkması hedeflenir. Sorulmaması gereken sorular ise "niçin ve neden?" sorularıdır.

Empati: Kişinin kendisini karşısındakinin yerine koyması olaylara onun bakış açısıyla bakması duygu ve düşüncelerini doğru algılayarak onun hissettiklerini hissetmesi ve bunu ona iletmesi sürecidir.

Anlaşılma arzusu sevilme arzusu kadar şiddetlidir

 

 

 

Kaynak:  Aile Eğitim Seminerleri( Gümüşhane RAM)

              Çocuk Eğitim El Kitabı ( Haluk Yavuzer )

              Anne-Baba-Çocuk İletişimi( Yrd. Doç.Dr Aysel Çağdaş)

              E.A.E Etkili Ana Baba Eğitimi( Gordon Thomas)

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 26.10.2016 - Güncelleme: 28.08.2023 19:43 - Görüntülenme: 3284
  Beğen | 1  kişi beğendi